Kayseri Kafkas Derneği’nin her yıl düzenlemiş olduğu 21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırım ve Sürgünü Anma Yürüyüşünü bu yılda gerçekleştirdik.
21 Mayıs Salı akşamı Kayseri Doğumevi Hastanesi yanından başlayan Anma Yürüyüşü Kayseri Kafkas Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sedat SÜRÜCÜ’nün basın açıklamasıyla başladı.
Başkanımız Sedat SÜRÜCÜ açıklamasında “21 Mayıs halkımızın dünyanın dört bir yanına sürgün edilmesinin , Kafkasya’nın Çerkessiz bırakılmasının, tarihin gördüğü en büyük sürgün ve soykırımın yıl dönümüdür.21 Mayıs, Çarlık Rusyasının politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda Kafkasya’yı işgal etmesiyle başlayan ve 101 yıl devam eden Rus işgaline karşı direniş, varoluş ve adalet arayışımızın tarihidir” ifadelerini kullandı.Ayrıca “Başta Rusya ve Türkiye olmak üzere soykırımın ve sürgünün tanınmasını istiyoruz. Çifte vatandaşlık ve geri dönüş haklarının sağlanması, anadilde eğitim talebinin karşılanması, soykırımın tüm dünyada tanınması, asimilasyonlara son verilmesini ve anadilde yayın yapan radyo ve tv kanalı bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz” diyerek açıklamasına devam etti.
Basın açıklamasını müteakip Kadir Has Spor Salonu’na kadar devam eden yürüyüşten sonra, Soykırım ve Sürgün yolunda kaybettiklerimiz için edilen duayla birlikte derneğimizce düzenlenen iftar yemeği yendi. Ardından Derneğimizin tiyatro grubu Jile tarafından Sürgün ve Soykırım temalı oyunu sergilendi.
Anma yürüyüşüne katılan, sosyal medyadan destek olan herkese teşekkür ediyoruz.
Dünya üzerinde başka hiçbir milletin böyle büyük acılar yaşamaması dileğiyle..
Soykırımı ve Sürgünü Unutmadık, Unutmayacağız..
Kayseri Kafkas Derneği
Basın açıklamasının tam metnini aşağıda bulabilirsiniz ;
Değerli Basın Mensupları, Saygıdeğer katılımcılar;
155 yıl önce yaşanan acıları unutmayan tüm Çerkesler ve Çerkes dostları,
21 Mayıs halkımızın dünyanın dört bir yanına sürgün edilmesinin , Kafkasya’nın Çerkes siz bırakılmasının, tarihin gördüğü en büyük sürgün ve soykırımın yıl dönümüdür.
21 Mayıs, Çarlık Rusyasının politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda Kafkasya’yı işgal etmesiyle başlayan ve 101 yıl devam eden Rus işgaline karşı direniş, varoluş ve adalet arayışımızın tarihidir.
21 Mayıs’ın üzerinden tam 155 yıl geçmesine rağmen biz Çerkeslerin çektiği acılara her gün bir yenisi eklenmektedir.
155 yıl boyunca sürdürülen sistemli politikalar sonucu azınlık durumuna düşen Çerkes ler, kendi topraklarında dahi eşsiz dillerini ve kültürlerini kaybetme tehdidi ile karşı karşıyadır.
Özellikle son 20 yılda Rusya’da merkeziyetçi eğilimlerin güçlendiği görülmektedir. Bu doğrultuda anadil eğitimi ve kullanımı giderek azaltılmakta, Çerkesçe resmi dil olmasına rağmen seçmeli ders olarak okutulmakta ve eğitim kurumlarından dışlanmakta, Kafkasya’da bulunan cumhuriyetlerimizin yönetsel hakları azaltılmakta, sözde güvenlik gerekçeleri ile soydaşlarımıza baskılar uygulanmakta ve demokratik hakları kısıtlanmaktadır.
Soykırım ve sürgün sonrası uygulanan inkar ve asimilasyon politikaları da Çerkeslerin Çerkes kimliği ile var olabilmelerinin önündeki en büyük engeldir.
Bu insanlık dışı soykırım ve sürgünü yaşamış olan biz Çerkesler diyoruz ki;
- Dönemin Çarlık Rusyasının devamı olan Rusya Federasyonu,
- Sistemli bir şekilde yapılan bu soykırım ve sürgünü resmen tanımalı ve tarihsel haksızlıkların telafisi için gerekli adımları bir an önce atmalıdır.
- Anavatanlarından zorla koparılan Çerkeslerin çifte vatandaşlık ve geri dönüş haklarının önündeki engeller kaldırılarak gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır.
- Çerkesler günümüzde, anavatanlarında anadillerini seçmeli ders olarak okumak mecburiyetinde bırakılmışlardır. Rusya Federasyonu tarafından kasıtlı olarak yapılan bu kültür kıyımına biran önce son verilmelidir
- Dünyanın dört bir tarafında yaşamak zorunda bırakılan Çerkesler sadece Rusya Federasyonundan değil, yaşadıkları ve vatandaşı oldukları ülkelerden de doğal ve demokratik haklarını talep etmektedirler. Bu bağlamda başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünya ülkelerine sesleniyoruz.
- Çerkes Soykırımı ve sürgünü politik/siyasi kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır.
- Çerkes dili ve kültürü asimilasyona karşı korunmalıdır.
- Anadilin öğretilmesi, korunması ve gelecek nesillere aktarılması noktasında yetersiz kalan mevcut haftada 2 saatlik seçmeli ders uygulaması genişletilmeli ve devlet desteği ile anaokullardan başlamak kaydıyla tüm eğitim sisteminde uygulanmalıdır.
- Çerkes diasporasının Anavatanı Kafkasya ile sürgün sebebiyle kopartılan tarihsel bağlarının yeniden inşası için gerekli yasal düzenlemeler yapılarak çifte vatandaşlığın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığı tanınmalı ve mevcut engeller kaldırılarak Abhazya’ya doğrudan ulaşım sağlanmalıdır.
- Kimlik ve kültürel haklar devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. Bu noktadan hareketle, Çerkes dili ve kültürel birikimlerinin/değerlerinin, korunabilmesi, ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için gerekli bilimsel çalışmalar yapılmalı ve ilgili kurumlarca bütçelerin ayrılması sağlanmalıdır.
- Anadilimizde yayın yapan televizyon ve radyo devlet desteği ile biran önce hayata geçirilmelidir.
Birlikteliğimizden aldığımız gücümüz ve kararlılığımızla haklı taleplerimizin takipçisi olacağımızı, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nü asla unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.